Kovaks nedir?
Biyontek Fayzer nedir?
Moderna nedir?
Oxfor nedir?
Sinovak nedir? İşte bunu biliyorum. Zira geçen hafta vurulduğum grip aşısıymış. Her ne kadar bildiğimiz Waksi Grip Tetra yerine yapıldıysa da.
Nedeni soruldu.
Ben de Türkiye’de yıllarca aşı üreten, hatta dünyaya satan Hıfzıssıhha kurumu kapatıldığından “ne idüğü” belli olmayan aşıdan oldum.
Çünkü aşıyı ya üreteceksin ya da satın alacaksın.
Biz ise kendi tesisimizi kapatıp satın almayı tercih ettik.
Sorular da beni zorlamaya başladı.
Satın almaya başladıysak paramız var demektir.
Bilmem ama öyle olmalı dedim.
Peki, o zaman yukarıda saydığım aşılardan, neden Çin menşeili aşıyı tercih ettik?
Ona da bilmiyorum dedim.
Ardından başka bir soru:
İddia o ki Çin menşeili aşıyı olanlar Batı’ya seyahat vizesi alamayacakmış?
Onu da sizden duydum dedim.
Çin’e düşman olan ABD ve Batı bu nedenle bize başka ne gibi baskı uygularlar?
Onu da bilmiyorum dedim.
Korona virüs aşısı olmalı mıyız?
Dedim ki arkadaşlar benim yaşım 65+ olduğundan bilmiyorum.
Aşı ne zaman olacağız sorusuna ise Sağlık Bakanı’nın şahsında siyasi irade bilir dedim.
Bakan başından beri bize şeffaf davranmıyor.
Belki ihtiyaç duymuyordur dedim.
Soruların çoğu çalışmadığım yerden gelmeye başladı.
Kanada nüfusunun 9 katı aşı aldı.
Bizim aldığımız aşının sayısı hâlâ net değil neden?
Arkadaşlar bu soru ağır olmadı mı dedim.
Biz parasızlıktan mı aşı olamıyoruz diye sordular.
Bunu asla kabul etmem dedim.
Nedenini sordular:
Sanırım Arnavutluk olsa gerek, oraya otel yaptırıyoruz.
Hatta Tunus’a 5 milyon dolar bağış yaptık.
Daha da ileri gidersek büyük müteahhitlerin bilmem ne kadar vergi borcu silindi.
Dedim ve sorulardan kurtuldum.
Yoksa soruların ardı arkası gelmeyecekti.
