Uzun sözün kısası, Selim Pastanesi’nin kapanmasını isteyen ve bu uğurda çaba gösteren kim varsa bilin ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin değerlerini, birikimlerini kapatmak isteyenlerdir!
Biz Selim Pastanesi gibi 100 yıllık marka işletmelerimizi yaşatamazsak, daha neyi yaşatacağız ki?
Geçmiş değerlerini yaşayamayan milletlerin geleceği de olmaz!
Bunu bir örnekle ifade etmek isterim. Yıllar önceydi. Zorlu Otel’e girdiğimde sağ tarafta açılan bir stantta bir hanım bir İsviçre çikolatası sunumu ve satışı yapıyordu.
Tadımlık ikramda bulununca teşekkür ettim ve 1 kilo fiyatını sordum. Bana “147 lira” dediğinde şaşkınlıkla;
“Ama şu anda bizdeki herhangi bir işletmedeki çikolatanın kilosu 13-15 lira. Bu çikolata neden bu kadar pahalı” diye sordum.
“Bu çikolta İsviçre’de bir aile işletmesi tarafından 194 yıldır üretiliyor” demişti!
İşte o çikolata markası bugün İsviçre Gruyeres yakınlarındaki Broc’ta yer alan La Maison Cailler çikolata fabrikasında ama bünyesinde bulunduğu Nestle’den bağımsız, yine bir aile işletmesi olarak üretim yaparak, bunu yaşatıyor ve dünyaya sunuyor!
Ama daha ilginç olan tarafı İsviçre’nin en büyük çikolata üreticlerinden biri olmakla kalmayıp, aynı zamanda ilk İsviçreli çikolata markası olduğunu da iddia ediyor.
Ve 1819’dan beri çikolata üreten atelye, 1929’dan beri Nestle grubunun bir parçası olmakla birlikte organik çikolata üretimini sürdürürken o 2 asırlık geleneği de Nestle’den bağımsız olarak sürdürüyor.
Nasıl ama?
Şimdi dünyada Selim Pastanesi gibi 100 yıllık markalar bulmak çok zordur ve bir o kadar da değerlidir.
O ülkeleri yönetenler bu asırlık markalarına gözleri gibi bakarlar, yaşamaları için ellerinden geleni yaparlar!
Ama biz ne yaıyoruz?
100 yıllık markamız Selim Pastanesi’nin kapanması için elimizden geleni yapıyoruz!
Onun için Selim Pastanesi ve o pastanede tamamen doğal tatlı ve diğer çeşitleri üreten Selim Akgün’ün 100 yıllık işletmesini ülke olarak yaşatamıyorsak, yazıklar olsun bize!
