Hiç detaya girmeyeceğim, zaten herkes ‘kendi tarafından’ çalakalem yazıyor Gara Operasyonu’nu.
16 şehidimizin daha kanı kurumadan siyasi rant kaygısıyla en sert sözler esirgenmiyor; tehdit, hakaret, küfür gırla gidiyor!
AKP iktidarı yapılan eleştirilere kin kusuyor.
Sadece şunu belirtip geçeceğim; bu harekâtın sorumlusu Faroz’daki balıkçı Mehmet Dayı olamaz, tüm mesuliyet operasyonun ‘karar vericileri ve uygulayıcılarındadır.’
Sorumluluğu üstlenmeyerek başkalarına suç ve çamur atmak abestir. Hele hele bağırarak, çağırarak, suçlayarak başarısızlığı bastırmak mümkün değildir.
Uzun bir aradan sonra tüm medya ve toplum hemfikir; operasyon başarısız! Yandaş olanlar bahanelere sarılıp, suçu bölüştürürken; muhalif olanlar ‘sorumlu ortaya çıksın’ diyor.
Yaklaşık 20 yıldır ülkeyi yönetiyorlar.
Bunların yaptığı hangi operasyon başarılı?
Şöyle elle tutulur gözle görülür, ülkeyi sevince boğan, başarılı bir tane operasyonları var mı?
Yok!..
Oysa yakın tarihimizde halkımızın gururunu okşayan, uluslararası takdir gören, ülkemizin gücünü dosta-düşmana gösteren birçok operasyon yapmıştık.
Bazılarını hatırlatmak isterim;
Kıbrıs Barış Harekâtı,
Asala Operasyonu,
PKK’nın Suriye’den sürülmesi,
Öcalan’ın Paket Yapılması,
Kardak Krizi.
PKK’ya karşı ilk kez sınır ötesi operasyon yapılmıyor. Kuzey Irak’a birçok başarılı harekât düzenledik. Bazıları o kadar sonuç alıcı oldu ki; batılı ağababaları ‘maşalarını kaybetme korkusuyla’ Türkiye üzerine baskı ve tehditler kurup, açık açık gözdağı vererek operasyonları etkisizleştirme çabasına girdiler.
2003 öncesinde PKK terörü bitme noktasına getirilmiş, eylem yapacak gücü kırılmıştı.
Sonrası malumunuz; “açılım süreci”…
Bu konuya hiç girmeyeceğim; rezalet ötesiydi!
Hemen belirtmeliyim ki; dünyanın en güçlü devletleri bile “başarısız operasyon” yapabilir.
Ama AKP döneminde yapılan asker-sivil girişimlerin neredeyse tümü başarısız. Fırat Kalkanı ve Afrin Harekâtları kısmen başarılı sayılabilir.
Fiyasko ile sonuçlananları sıralayalım;
Mavi Marmara girişimi,
Emevi Camiinde namaz girişimi,
Müslüman Kardeşler girişimi,
Işid-Öfkeli çocuklar girişim,
PYD/YPG-Fırat’ın doğusu girişimi…
Yukarıda Allah var, Süleyman Şah Operasyonu’nu çok gizli ve başarılı şekilde bitirdik. Gece yarısından sonra türbeyi kaptığımız gibi gün ağarmadan sınırımıza getirdik!
Bazı operasyonlarda kafamız karıştı; önce sahiplendik sonra Fetö’ye yıktık!
…Rus uçağının vurulması, Uludere’deki kaçakçı köylülerin bombalanması gibi.
Ülkemize karşı yapılan bazı operasyonları ise görmezden geldik!
…Ege’deki adacıkların işgal edilmesi, Askerimizin başına çuval geçirilmesi, Trump’ın mektupla tehdit etmesi, Rusların Suriye’deki birliğimizi vurması, Alman askerinin Türk ticaret gemisini basması gibi.
Sadece dış operasyonlar mı başarısız? Dış politika da tamamen çuvallamış durumda; adı ise ‘değerli yalnızlık’ ilan edildi.
Komşularla ‘sıfır sorun’ politikası duvara tosladı.
İhvan-ı Müslim hareketiyle Arap dünyasını revize etme hayali suya gömüldü.
Filistin-İsrail siyaseti çıkmaza girdi.
Suriye bataklığa dönüştü, milyonlarca mülteci başımıza dert oldu.
Libya girişimi bıçak sırtında bekliyor.
Mavi vatan başarılı bir ataktı, birkaç adım gerileyip sürüncemeye bıraktık.
2000’li yıllara kadar dengeli sürdürdüğümüz dış politikamızın nevri döndü! İlişkimiz olan ülkelerle bir gün dost, bir gün düşman olduk.
ABD ile Rusya arasında pinpon topu gibi gidip geliyoruz; Osmanlı’nın son dönem denge politikası bile daha tutarlıydı!
Avrupa Birliğine rest çekiyoruz, Arap ülkelerine küsüyoruz, Türki devletlere sitem ediyoruz, NATO’ya söyleniyoruz!..
Ama bir türlü başarılı olamıyoruz; sorumlusu yok, sorgulayanı çok bir dış politika yürütüyoruz. Ama hakkını yemeyelim; bazen ne yapacağımızı kimse kestiremediğinden dumura uğratıp, şaşkına çeviriyoruz tüm dünyayı!
Öngörülemez, önlem alınamaz bu politikayla ne kadar övünsek azdır!..
Bir zamanların “monşer diplomatları” sayesinde nasıl davranacağımızı el âlem önceden kestirebiliyordu!
Şimdilerde şok üstüne şok yaşıyorlar!..
Bu kafayla ne dış politika ne de sınır ötesi operasyonlar sonuca ulaşabilir. Teröre karşı uluslararası ve bölgesel işbirliği yapmadan bu tip girişimlerin başarısızlık ihtimali çok yüksektir. Dünyayla ve komşularımızla tekrar istikrarlı ve güvenilir bağlar kurup; yurtta barış, dünyada barış politikamıza acil geri dönmeliyiz.
Şüphesiz ‘Gara Başarısızlığı’ yıllarca tartışılacaktır ama özellikle Musul Konsolosluk personelimizin kurtarılmasında ‘IŞİD ile yapılan pazarlık yöntemi bu olayda neden denenmedi’ sorusu mıh gibi akıllarda durmaya devam edecek!
Sonuçta; Gara Operasyonu’nda bedeli 16 vatan evladı ve aileleri ödedi. Ateş düştüğü yeri yakar. Şehitlerimize tanrıdan rahmet, ailelerine sabır, milletimize başsağlığı diliyorum.