Bir Onur Saylak filmi.
Hakan Günday’ın aynı adlı romanından uyarlanmış.
Roman filme uyarlandığına göre, beğenilmiş, ilginç bulunmuştur. Ancak bazen roman sizi çarpar bazen film. Ben romanı okumadım. O yüzden bir şey diyemem ama film beni oldukça etkiledi ve iyi ki çekilmiş, diye düşündüm.
Senaryoyu Onur Saylak, Hakan Günday ve Doğu Yaşar Akal’la birlikte yazmış.
Ülkemiz Suriyeli mültecilerin yerleşme ama aynı zamanda da geçiş noktasıdır. Film, bu geçişlerde mültecilerden çok, ticaretinin öyküsüne kamera tutuyor.
Baş rollerinde umut taciri bir baba Ahad, (Ahmet Mümtaz Taylan) ve oğlu Gaza, (Hayat van Eck) oynuyor. Gaza’nın soyadına bakılırsa Hollandalı olma ihtimali kuvvetle muhtemel.
Film, en masum eğilimlerin bile mülteci düşmanlığına dönüşme sürecini oldukça inandırıcı resmediyor.
Baba, insan kaçakçısı tüccardır. Ahmet Mümtaz Taylan, (Ahad) alışık olmadığımız tarzda zalim bir kötü adam karakterini müthiş oynuyor. Babasına yardım eden Oğul Hayat van Eck (Gaza), büyük bir şehirde öğrenimine devam etmek istemektedir. Bunun için sınava bile girmiş, İstanbul’da bir liseyi de kazanmıştır.
Ancak bu yoldan gidebilecek midir?
Acı yüklü böyle filmleri ben artık zor izleyebiliyorum. Gücünüz varsa hararetle öneriyorum. Onur Saylak, hedeflediği derinlikli anlatımı su yüzüne çıkarabilmiş.
Film, Adana Altın Portakal Film Festivali’nde, Yılmaz Güney, SİYAD ve Adana İzleyici ödülleri almış. Karlovy Vary Film Festivali’nden de ödülle dönmüş.2017 de yapılan film, 2018’de gösterime girmiş. Filmin genç oyuncusu Hayat van Eck Adana Festivalinde “umut vaat eden genç oyuncu” ödülünü almış. Bence de hak etmiş. Ancak sonrasında adını bir yerde göremediğimize göre, ödülün hakkını verememiş galiba.
Tuba Büyüküstün, Suriyeli kadın mülteciyi kısa bir rol de olsa adına yaraşır canlandırıyor. Kamera onu seviyor, o da kamerayı.