İflas eden cafe-restoran oranı %25’e ulaşmış. Sektörün çalışanları açlığa mahkum. Dört gözle açılma kararını bekliyorlar, akşam çıkıp, “Yarın aç ama saat 21’e kadar” diyorsun.
Birçok işletmeyi defalarca ters köşeye yatırıp işi “aç kapa artema”ya dönüştürdün, şimdi de akşamdan sabaha hazırlan diyorsun, mal tedarik etmesi için fırsat tanıdın mı? Peçete mi yedirecek adam müşteriye? Bulabildiği personeli hemen hurra yığmaya çalışacak dükkana. Kısa çalışmadaki personeli öldü mü, kaldı mı, covidli mi, yoksa bunalıma girip intihar mı etti biliyor mu?
Bir de saat 9’da ve Pazar kapat diyorsun. Eh özellikle alkollü mekanların iş yaptığı zaman bu. Diyorsanız ki ben zaten bunları komple bitirecem, doğru yoldasınız. Kongreleri söylemiyorum ama otel restoranları ve AVM’ler açıkken işletmelerin açık mekanlarının bile hizmet dışı olması saçmalığın dik alasıydı. Şimdi nasıl ki gündüz kahvehaneye gidebiliyorken, öğlen sinemada film izleyebiliyorken akşam 22’den sonra dışarıya tek başına yürüyüşe çıkmamızın yasak olması saçmaysa, bunun da pek akla yatkın yanı yok.
Ama fırsatını bulmuş gibi hafta sonları -ne alakaysa- alkol satışına yasak koyanların vardır bir bildiği. Zaten ülkemizde hizmet sektörü, hezimet sektörüne dönüşmüş durumda. Bu satırlar da bir süredir kenara köşeye yazdığım “Hezimet Sektörü” notlarımın ilki olsun o halde. Hizmet sektörünün sabırlı, özverili emekçilerinin, karşılaştıkları zorlu, bazen komik, bazen saçma hadislere dilim döndüğünce değinmeye çalışacağım Tüm sektör emekçilerine selam olsun…