Bir tutam ot 20 TL…
Şaka değil; marulun fiyatı bazı manavlarda 20 liranın üzerinde.
Asgari ücretli, 1 aylık maaşıyla anca 200 tane marul alabiliyor.
Oysa AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında 1 çeyrek altın 20 liraydı.
İnsanların midesine protein yerine sadece karbonhidrat giriyor; ekmek ile makarna başrolde…
Eti, balığı, meyveyi geçtim… Lahana, marul, maydanoz, dere otu, roka vb. yeşillikleri yemek bile lüks oldu!
Pazar yangın yeri, millet aç!
Yaklaşık 40 yıldır pazarı, çarşıyı bilirim; böylesi süreğen bir krizle ilk kez karşılaşıyorum.
1994 krizini de 2001 krizini de birebir yaşadım. Ülke en fazla 1 yıl içinde normale dönmüş, insanlar gelecek hakkında planlar yapmaya başlamıştı. Rakamlar yalan söylemez, isteyen araştırabilir; beyaz eşyadan otomotiv sektörüne, inşaattan tekstile kadar piyasalar tekrar hareketlenmişti.
Bu kriz çok farklı, bitmeyecek gibi. Neredeyse başlayalı 4 yıl oldu, fakat sonu hiç gelmeyecek sanki…
2018 yılında Rahip Bronsun olayıyla tetiklenen ekonomik bunalım katmerleşerek günümüze kadar geldi. O tarihten bu yana dolar kuru 5 liradan 18 liraya tırmandı. Ancak hazinenin ‘kur garantisi’ vermesi karşılığında dövizden TL’ye geçilmesiyle bir miktar gevşese de şu sıralar 15 lira sınırında durağan bir grafik çiziyor.
Buna rağmen piyasanın ateşi sönmek bilmiyor. TÜİK’in verileri %61’lik enflasyon oranına işaret ederken ENAG’ın ölçümleri %142’nin üzerinde. Daha kötüsü, uzmanların tahminlerine göre bu “hiperenflasyon” giderek şiddetlenecek ve ne zaman duracağına dair herhangi bir tahmin dahi yapılamıyor.
En büyük problem ise iktidarın bu büyük yıkım karşısında çaresizce beklemesi…
Adeta ‘yapacak şey kalmadı’ izlenimi veriyorlar.
Köklü ve ikna edici programları yok.
Söyledikleri tek şey; millete sabır tavsiye etmek…
Sanki başımıza gelen depremmiş ve sona ermesi için başka çare yokmuş gibi sürekli telkin yapıyorlar.
Amaçları; halkın tepki vermesini engellemek ve vatandaşı açlık-yoksulluk koşullarına alıştırmak.
Söylemlerini ikna edici kılmak için “dış güçler” ile “Ukrayna savaşını” çok iyi kullanıyorlar.
Bir de “tüm dünyada kriz var, biz onlardan iyiyiz; sabırlı olalım ve halimize şükredelim” propagandasında oldukça başarılı görünüyorlar. Çünkü yapılan tüm anketlerde, bu büyük ekonomik çöküntüye rağmen %30’un üzerinde oy almalarının başka izahı yok!
Son sözüm de muhalefet partilerine; tarihinin en büyük ekonomik bunalımını yaşayan Türkiye’de, iktidar halen ayakta ve kamuoyu yoklamalarında yine birinci parti çıkıyorsa bunun tek sorumlusu sizsiniz!..
