Diyorlar ki Paparza Yaylasında bulunan Uçarsu’dan Dikilitaş’a, oradan Ligotrip’e oradan da Mesoğraf’a kadar olan o güzelim orman denizini keseceklermiş! Artık içinde karatavuk, kise, taraklı kuşu uçamayacak; karacalar gezemeyecekmiş. Bir ormana bu kadar kötülük yapacaklarına inanmam!
Bir düşünün lütfen! O orman denizine bir daha giremezseniz, çam ormanlarına bakıp ‘Doğanın tam da ortasındaydım!’ diyemezseniz, yağmur yağdığında o doğanın kokusunu bir daha hissedemezseniz artık orada yaşamanın ne anlamı kalır! Yok, yok canım, bir ormana bilerek, isteyerek bu kadar kötülük yapacaklarına inanmıyorum!
Ya çocuklarımız dedelerimizden, onların da dedelerinden süre gelen o orman denizini bir daha gösteremezseler… Ya babalarımızın 1970’li yıllarda bize tarihi gerçekleri ve ormanın önemini anlattıktan sonra burada olacak yangınları haber vermemiz için bizi uyarmaları, bu uyarı sayesinde bizim gönüllü korumaya çalıştığımız ormanlarımız şimdi yok mu olacak? Yok, yok bu kadarı da olmaz, inanmıyorum!
‘Biz ormanı keserek daha çok para kazandırıyoruz.’ yarışına giren, ormanı korumakla yükümlü olan insanların böyle bir yarışta olduğuna inanmak istemiyorum. İhalesi yapıldığını ve ihaleyi kazananın da belli olduğu söylenen böyle bir ihale olduğuna inanmak istemiyorum!
Paparza’da bulunan ormanların bölüm bölüm ayrıldığına, bunu yapma sebebinin kesim yapılan yere on yıl girilmemesi kuralını baypas yapmak için kullanıldığına inanmak istemiyorum! Burada yaşayanların fikirlerini almadan ‘Ben yaparım!’ demekle yapacakları böyle bir katliamın olacağına inanmıyorum!
Paparza Yaylası gibi kendine müstesna bir coğrafi yapının tabiatını bozmanın bu kadar basit olduğuna inanmak istemiyorum! Bu ormanlar, orada yüzyıllardır yaşayanların fiziksel koruyucularıdır! Sen koruyucuları yok edersen oradaki evlerde ne çatı kalır, ne yaşama arzusu! Bir doğayı, yaşam geleceğini, orada yaşayanlara sormadan, fikirlerini almadan yapacak kadar kötü olamazsınız! Yok, yok bu yaşam geleceği katliamına inanmıyorum!
Siz biliyor musunuz Kurtoğlu Çetesinin Paparza yaylasını basıp, insanları öldürüp ineklerini aldığını? Siz biliyor musunuz bu çeteden kaçanların o ormanda saklandığını? Siz biliyor musunuz o ormanda o çeteyle vuruşanların kanının o ağaçların köklerine aktığını? Siz biliyor musunuz bu baskınları haber vermeleri için Dikilitaş ormanına gözcü koyduklarını? Yok, yok bir tarihi yok edeceğinize inanmıyorum!
Biliyor musunuz Rus işgalinde benim dedelerim Rus tren yolunu durdurmak için çete savaşı verip yapılan yolları söküp rayları bulunmaması için bu ormanlara sakladıklarını? Ben bu ormanlara baktığımda o doğayı hiçbir zaman para görmedim. Ancak dedemi, onun kardeşlerini ve o zor durumda elinden geleni yapmak için canını veren Maçkalıları görüyorum!
İşte biz, bu nedenlerle Paparza Yaylasında bulunan bu ormanları varlığımız, geçmişimiz ve anılarımızın saklandığı yer olarak görüyoruz. Tarihte olanları bildiğimiz ve saygı duyduğumuz için hiçbir zaman bu ormanları bir ağaç ve para olarak görmedik. Böyle bir tarihi yok edecek kadar kötü olamazsınız. Yok, yok buna inanmak istemiyorum!
Bu tarihi yok edenleri muhakkak bir tarih hukuk önünde yargılayacaktır. O tarihin geldiği gün ‘Uyarılmadık!’ denmemesi için bu yazıyı tarihe not düşmek için yazıyorum. Bu kötülüğü bu ormana yapmayın ve bu tarihi yok saymayın.
Ne sen gördün, ne ben gördüm
Habersizce gelivermiş
Ne sen duydun, ne ben duydum Paparza Yaylası ormanı kesilivermiş durumuna düşmeyelim! Bu katliamdan vaz geçin ve söylenenlerin yalan olduğunu açıklayın! Bize bu Ramazan gününde rahat bir nefes aldırın!
