Onur Saylak
Megi Kabaladze
Yönetmen-Senaryo Özcan Alper
Yakın ve uzak tarihimiz oldukça kabarık lekelerle doludur. Bizim gibi geri kalmış (bıraktırılmış) ülkelerde dış güçleri, emperyalist etkileri yok sayamayız kuşkusuz. Çoğu olaylarda görünür görünmez parmakları vardır. Ama biz kendi kendimize de yapmışızdır, benzeri olayları. “Devlet” denilen o varlık. Öyle yetiştirmiştir aygıt elemanlarını.
“Hayata Dönüş Opersyonu” da böyledir. Aslında “hayatları yok ediş” operasyonudur. Sonbahar, bu yok edişin öyküsüdür. Operasyon sonrası hastalığı nedeniyle tahliye edilen Yusuf’un yok oluşudur anlatılan.
Onur Saylak, Yusuf rolünde adeta döktürüyor. Tanıdık, hep selamlaştığımız, omuz omuza olduğumuz, hal hatır sorduğumuz bir Yusuf var karşımızda.
Hemşin’e köyüne dönen Yusuf’un son günleri, Karadeniz o muhteşem matemli doğası, kocaman dalgalarıyla Yusuf’la birlikte bizi de sürükler bilinen sona.
Gürcü kızla yaşanan yarım yamalak aşk da bu sonun acısına acı katacaktır.
Özcan Alper, Atıf Yılmaz’la ve Yeşim Ustaoğlu’yla da çalışmış.
Sözü olan bir yönetmen. Bu filmle ne amaçladın gibi genel bir soruya, “Hikmet Sami Türk’ün yanlış bir karar verdiğini söylemesini isterdim”, diyor Özcan Alper. Masum ama ümitsiz bir istek.
Final ağıtı muhteşem, emin değilim ama Ayşenur Kolivar’a mı ait, bilemedim?
“Hayatın akışına karşı durup, kendi cümlemi kurmak istedim” diyor Özcan Alper.
Hep o cümlenin kurbanıyız. Ama bizi yaşatan da, hayata bağlayan da kurmak istediğimiz, kurmayı becermeye çalıştığımız o cümle değil midir?