TUTSAKLAR

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

A Harfinin Dayanılmaz Ağırlığı

TRT 2 sinema kuşağı ilginç ve güzel filmler yayınlıyor. TUTSAKLAR bunlardan biri. Ben ilk defa izliyorum belki daha önce de gösterilmiştir.  Kanalı geç açtığım için Film Önü’nü izleyemedim. Film hakkında hiçbir bilgim olmadan film akmaya başladı. Oldukça tanıdık ve bildik bir hikâye.

1951yılı. Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de geçiyor. Gizli Servis, Emperyalist ajanı, vatan haini olduğunu düşündüğü bir suçlunun peşindedir. Bir evi basmışlar, evde karakol kurarak evdekileri ve her gelen ziyaretçiyi evde tutmaktadırlar.

image

Hikâye bildik ve oldukça tanıdık. 68 Kuşağının yakından bildiği bir öykü. Benim bile benzeri başıma geldi. 1972 yılı Balçova’daki örgüt evimiz basılmış, birlikte kaldığımız örgüt arkadaşım yakalanmıştır. Ben geç saatte geldiğim evde, pencereden evi kontrol etmeye çalışırken, evde karakol kuran görevlilerin, pencerenin iki kanadını açarak stenlerini yüzüme dayadıklarını hala anımsarım. Belki karakolu sabaha kadar da sürdürmüşlerdir.

Filmde eve gelenlerin her birinin ayrı bir hikayesi vardır. Korku ve endişe her birini değişik yollara itecektir. Görevlilerle işbirliği çabaları, ihbarcılık girişimleri sıradan insanların ruh hallerini yansıtacaktır. İlginç olan ev halkıyla sorunu olan ve belki de “ihbarcılığa” daha yakın olan kadın karakterin, sevgilisinin kışkırtmalarına rağmen en kararlı tutumu alması olacaktır.

Evdekilerin sorgulanması , bildiğimiz sorgulama taktiğinin “enternasyonal” olduğunu gösteriyor. “Sevgilin her şeyi anlattı. Bazı küçük detaylar kaldı. Hadi onları da sen anlat” taktiği bizde de çok kullanılmıştır. Oysa kimsenin bir şey anlattığı yoktur. Zaten ortada anlatılacak bir şey de yoktur.

Film, Devlet ve Gizli Polis sevdalılarına da bir tokattır aslında. Ve bu, Kapitalist, Sosyalist ayırımı olmaksızın böyledir. Bunu öğrendik artık.

Sonuç alamayan gizli polis evi terk ettiğinde, aranan şahsın tutuklama emri evdeki çocuk tarafından bulunmuştur. Yazılı emirde, aranan isimdeki kişinin evine değil, isminde bir “a” fazlalılığına sahip başka kişinin evine baskın yapılmıştır.

Bu fazlalık A harfinin seçilmesi bilinçli midir, bilemem. Alfabenin ilk harfi olmasının sosyolojik açıdan da bir önemi var mıdır acaba?

 Evin babası, bundan ders çıkararak, yeni yanlışlıklara yol açmaması için kapıya ismini yazmaya karar verir.

Macarlar da gülmüş müdür, bu ağlanacak hallerine?

TUTSAKLAR

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Giriş Yap

Vira Trabzon ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!