Rehberimiz akıl olmalı.
Ve duygularımızı gömmeliyiz derinliklere.
Sabırla, bilgiyle, öngörüyle, fedakârca hamleler yapmalı.
Hepimiz kızgınız, kırgınız…
Çünkü ilk tur Kılıçdaroğlu-İnce görüşmesi sonuçsuz kaldı. İlk tur diyorum, çünkü sorun çözülene kadar turlamaların mecburiyet taşıdığına inanıyorum. İnce’nin adaylığı kesinleşip oy pusulasına ismi yazılsa da ikna edilmeli ve ‘Kılıçdaroğlu lehine çekildiği’ kamuoyuna açıklanmalı. Ayrıca 8 Nisan’dan önce Memleket Partisinin de CHP listelerinden seçimlere katılacağı ilan edilmeli.
Biliyorum, bazı çok bilmişler burun kıvırarak önemsizleştiriyor meseleyi. Neymiş efendim, Muharrem İnce ve partisi “en fazla %2 oy” alabilirmiş! Kılıçdaroğlu ilk turda çok rahat kazanacakmış!..
Ancak siyasi maliyet hesabı yapmasını bilmeyenlerin edeceği bir sözdür bu…
Olasılık hesaplarına girmeden tek soruyla işin ciddiyetini belirtmek isterim; ya Kılıçdaroğlu seçimi kıl payı kaybederse ne olacak?
Sonuçlarını düşünmek bile istemeyiz…
Bazıları 2. turda işi bitiririz diyebilir. O iş, o kadar kolay değil. Hatta 2. tura kalırsa büyük risklerin ortaya çıkacağını, akıl gözüyle bakanlar görebilir!..
Başlarken söylemiştim, duygularımızı gömelim diye. Sn İnce’ye kızabilirsiniz, işbirlikçi ya da hain diyebilirsiniz. Küfür, hakaret, aşağılama yapabilirsiniz. Kendinize göre birçok ‘haklı neden’iniz de vardır. Ama hangi gerekçeyle olursa olsun öfkeyi dizginlemek ve kontrolü kaybetmemek lazım. Atalarımız hep söylemiş keskin sirkenin zararlarını… keşke, sadece küp elden gidecek olsa!..
Cumhur ittifakını, Hüda-Par’ın ve Yeniden Refah Partisi’nin kapısına bekçi yapan oy oranını biliyorsanız durumun vahametini de kavramış olmanız gerekir.
Ülkenin kaderini %0,1’lik seçmen kitlesi belirleyebilir.
Daha açık ve kestirmeden söyleyeyim; bu seçim çantada keklik değil. Kimse kusura bakmasın, laubaliliğe gerek yok; ipten ince-kılıçtan keskin bir sürecin üstünde yürüyoruz. Dolaysıyla tek 1 oy’a bile ihtiyaç varken, Memleket Partisi’nin alacağı %2’yi görmezden gelemeyiz. Çünkü söz konusu oran, 1 milyondan fazla seçmene tekabül ediyor. Bu sayı, TBMM’de 20’den fazla vekilliğin diğer partilere kaymasına neden olabilir. Ki, hassas bir Meclis dağılımında, yasama çoğunluğunun sonraki süreçlerde el değiştirmesini dahi tetikleyebilir.
Öte yandan Muharrem İnce’nin de “özgül ağırlığının” farkında olduğunu bilmemiz gerekiyor. O da ikinci tura kalamayacağını ve partisinin barajı aşamayacağını çok iyi biliyor. Ama pazarlık gücünü korumak için iddialı laflar ediyor. “Memleket” meselesi, parti isminden öteye geçmiyor. Oysa CHP bu ülkenin kurucusu, demokrasinin ve cumhuriyetin teminatıdır. Geçmişi fedakârlık ve cefalarla doludur. Söz konusu vatansa yine benzer şeyleri yapmalıdır, yapacaktır da… Yoksa elde ne vatan ne de parti kalır.
Bu seçim şansa bırakılamaz!
Tüm çareler aranmalı, her kapı çalınmalıdır. Sn. İnce bir şekilde ikna edilip ilk turda seçim bitirilmelidir. Aksi halde sorumluluğu Muharrem İnce’ye ve Memleket Partisine yükleyerek kimse bu büyük vebalden kurtulamaz! Tüm uyarılara rağmen köprüden önce son çıkış, göz göre göre kaçırılırsa fatura sadece CHP üst yönetimine ve Kılıçdaroğlu’na da kesilmez. Laik Cumhuriyeti ve demokrasiyi kaybetmenin bedeli çok ağır olur.
Hiç kimse olası bir mağlubiyetten fayda planlayıp makam-mevkii hülyaları görmesin. Bırakın siyaset yapmayı, mahalle yöneticileri bile sokağa çıkamaz olur!
Birkaç bakanlık ve 8-10 vekillik ile çözülür bu sıkıntı.
Politikacıların ego, koltuk ve kariyer planlamasına vatan feda edilemez. Herkes aklını başına devşirsin; söz konusu memleket!..
Daha ötesi yok!